Evet, şimdi düşünün ki Norveç'e gitmişsiniz. Birileriyle tanışmak, ayak üstü bir şeyler konuşmak istiyorsunuz. Norveçliler'in yabancılarla gerçekten ihtiyaçları olmadığı sürece pek iletişime geçmediklerini göz önünde bulundurursak, sohbet edecek birilerini bulduysanız çok şanslı olduğunuzu unutmayın sdlşfkds. Diğer her yerde olduğu gibi, Norveç'te de karşınızdakine "iyi günler" ya da "iyi akşamlar" gibi söylemlerde bulunarak başlamanızda fayda var. Nasıl söylenir peki bunlar? Az sabredin geliyorum oraya.
Sıralama her zamanki gibi ama yine de belirteyim; önce Norveççe yazılışı, sonra Türkçe karşılığı, ardından da telaffuzunu (yazılı olarak öğrenmeniz yeterli değil tabii ki ama blog olunca elden gelen bu) yazıyorum.
god morgen - günaydın, iyi sabahlar - gu morn ('god' kelimesinin son harfi telaffuz edilmez, 'morn' kelimesindeki 'o' hafiften uzatılır)
god dag - iyi günler - gu dag ('merhaba' yerine de kullanılabilir)
god ettermiddag - iyi öğlenler (böyle söyleyince saçma ama karşılığı bu), tünaydın - gu ettermida
god kveld, god aften - iyi akşamlar - gu kvell (telaffuzu uzatılan harfleri çifter yazdığımı şimdiye kadar fark etmişsinizdir), gu aftn ('e' harfinin amel defteri kapanmış burda, telaffuzu yok direk)
god natt - iyi geceler - gu natt
hallo - merhaba - hallouu (böyle yazdım ama 'o' sesi neredeyse ağzınızdan hiç çıkmadan direk 'u' ya atlayarak telaffuz etmeniz lazım. 'hallouğ' gibi değil de, daha çok 'halluğ' gibi sşdklfsd. Uzatılan 'u' sesi sonda 'ğ' gibi oluyor ufaktan) - resmi olarak birilerine hitap edecekseniz bunu kullanmanızda fayda var.
hei - merhaba, selam - hai ('a' sesi biraz 'e'den 'a'ya dönmüş gibi. ağızdan çıkan ses 'a' olmalı ama. bu daha samimidir)
mitt navn er Ege - benim adım Ege - mit navn er (resmi oğlu resmi bence, İngilizce'de 'my name is' ile aynı
jeg heter Ege - ben, benim adım Ege - yay heter (yine seviyeli ama çok da resmi değil. direk çevirisi 'ben böyle çağrılıyorum' oluyor.
jeg er Ege - ben Ege - yay er
hvem er du/dere - sen kimsin / siz kimsiniz (buradaki kullanımı tekil, resmi) - vem er dü/dere
hvordan har du det - nasılsınız - vurdan har dü de
hvordan går det - nasıl gidiyor - vurdan gor de
takk - teşekkürler - tak
bra - iyi - bra
bare - sadece - bare (kelimenin asıl anlamı ve alttaki kalıp içinde verdiği anlam farklı)
bare bra - gayet iyi, çok iyi, bayağı iyi, vs. - bare bra (yukarıda belirttiğim İngilizce üzerinden anlaması daha kolay aslında. "just good, only good" gibi bir karşılığı oluyor çevrildiği zaman, bizim dilimizde bu şekilde kullanımı anlamsız olduğu için verdiği karşılık farklı oluyor, ama baktığınız zaman aslında anlam aynı. çeviride kaybolan bir şey yok aslında)
bare bra, takk - gayet iyi, teşekkürler - bare bra tak
jeg - ben - yay
jeg har det bra - iyi gidiyor - yay har de bra ('det' kelimesinin son harfi olan 't' telaffuz edilmez)
det går fint - iyi gidiyor - de gor fiint
og du - ya siz, peki siz, ve siz - o dü (nasıl olduğunuza cevap verdikten sonra hemen arkasından karşınızdakinin de nasıl olduğunu sormak için söyleyebileceğiniz kalıptır kendisi. yazılı dilde genelde virgül gelir önüne. 'bare bra, takk, og du?' gibi)
tusen takk - çok teşekkür ederim, çok teşekkürler - tüsın tak (sayılardan bahsettiğimde söylemiştim, 'tusen' 'bin (sayıyla 1000 sdkşjfsd) demek. yani aslında burada söylediğiniz şey 'bin teşekkür' anlamına geliyor. 'ı' sesi yumuşak, vurgulu telaffuz edilmiyor)
ha det - hoşçakal, hoşçakalın - ha de
adjø - hoşçakal, hoşçakalın - adyö
Saat sabah dört olduğu için burada bırakıyorum arkadaşlar. Biraz düzensiz bi' format oldu bu postta, farkındayım. Bu konu üzerinden devam edeceğiz ileride. Daha çok kendinizle alakalı cümlelerin nasıl kurulduğundan bahsedeceğiz, karşınızdakine sorabileceğiniz sorular da olacak birkaç tane. Takipte olan, ilk defa girip okuyan falan varsa lütfen ses versin yorumlarda. Giren çıkan oluyor bloga, görüyorum fakat gerçekten okuyan, bir şeyler öğrenen, işine yarayan birileri oluyor mu diye merak ediyorum. Soru, istek ve önerilerinizi de belirtebilirsiniz. Kendinize iyi bakın.
geri döndün demek sonunda ege
YanıtlaSil